Kimi zaman hiç uyunmamış geceler ertesinde,
pazartesiler cuma oluyor, cumalar pazartesi.
Aylar geçiyor, değişiyor mevsimler; hiç
yaşanmamışlar gibi.
Oysa ne çok sene birikti ardımda.
Bilmiyorum ki, birikecek mi bir bu kadar daha?
Ardıma dönüp bakıyorum da, dallarımı kıran
rüzgârları bile affetmişim ama, bir kendime uzanamamış elim.
Yastıklarım kuş tüyüymüş de, ağır gelmiş
düşüncelerim.
Biriktirdiğim keşkeler, ardımdan bile söylenmeye
yetermiş.
Bütün heveslerim, genellemelerin içinde yitip
gitmiş.
Oysa ne çok cümlem vardı benim.
Her şeye inat, yüreğimi ısıtan ne çok hayalim.
Biliyorum, bu kadar kırılgan olmayı kaldırmıyor
hayat.
Her tökezleyişte kendi içine saklanınca,
sıvazlamıyor sırtını.
Pencere önü çiçekleri değiliz ki, anlayışlı bir el
alıversin bir çırpıda içeri.
Hadi aldı diyelim, gün ışığı olmadan ne kadar
yaşanır ki?
Ahmet
Haşim

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder