Geçenlerde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bütün korumalarını
değiştirdi. Çünkü çalışma ofisinde dinleme cihazları bulundu.
Korumalar değiştikten sonra 6 Kasım’da Rize nüfusuna kayıtlı hatta
Başbakan’ı çok sevdiğini söyleyen Nuri Başkapan, Bakanlar Kurulu toplantısı
devam ederken güvenlik çemberini aşarak (!!) Başbakanlık Merkez Binası’nın
kapısında Tayyip Erdoğan’la görüşmek istediğini söyledi. Olumsuz yanıt alınca
da kuru sıkı silahını çekip 3 el havaya ateş etti.
Bazı gazetecilerin twitter’da attığı mesajlar, şahsın Başbakanın
10 metre
uzağında bunu yaptığıydı. (http://www.aksam.com.tr/belinde-silahiyla-basbakanlika-girdi--147873h.html)
Sonra olay tamamen kapandı. Hiçbir gazete bir daha da yazmadı
konuyu. Bu Nuri Başkapan denen adam kimdir? Geçmişi nedir? Neden böyle bir şey
yaptı? Birileri mi yaptırdı? Vs.
Bu olayı ilk okuduğumda aklıma 11. yüzyılda yaşamış, tarihe
organize terör örgütü kavramını hediye etmiş, yaptırdığı suikastlar ile nam
salmış Hasan bin Sabbah’ın bir hikayesi geldi.
Hasan Sabbah yalçın bir dağın tepesindeki bir adam. Kartal
yuvası bir kalede oturuyor. Alamut kalesinde. Krallıkları deviren, dehşet saçan
bir adam. Zamanın Selçuklu Sultanı Selahattin Hasan Sabbah’ın peşine kelle
avcılarını göndermiş. Hasan Sabbah’ın kellesini istemiş. Gel zaman git zaman
Hasan Sabbah’ın elçisi Sultana gitmiş saraya.
Elçi gelmiş ve “Sultana bir lafımız olacak” demiş
Sultan; “Buyur söyle” demiş.
Elçi bakmış şöyle, “Bu kalabalık olmaz”
demiş.
Sultan kalabalığı göndermiş.
Elçi; “bu korumalar da gitsin lafım sana”
demiş.
Sultan iyice merak etmiş ve korumaları da
göndermiş.
O zaman elçi sultanın yanındaki iki kölemen
korumaya bakmış.
Demiş ki “Onları da gönder.”
Sultan; “Onları göndermem, onlar benim
oğullarım, en çok onlara güvenirim. Biz üçümüz bir kişiyiz. Hadi söyle yahut ta
git” Demiş.
Elçi; o iki kölemen korumaya dönmüş demiş
ki.
“Size kılıçlarınız çekin ve hükümdara kıyın desem ne yaparsınız?”
İki adam tereddüt bile etmemiş, “Emrin olur”
demişler.
Bunun üzerine elçi arkasına bile bakmadan
çekip gitmiş.
Ertesi gün Sultan Selahattin Hasan Sabbah’ın
peşine gönderdiği kelle avcılarını geri çağırmış.
Ömer TAMDOĞAN