Geçtiğimiz cumartesi günü Şişli PTT önündeki ATM cihazından
TTNET faturası ödeyeyim dedim. 
Ödedim de. 
Fakat 3.75 TL para üstü vermedi. Ben
de içeri girdim yardımcı olsunlar diye fakat ATM’den sorumlu arkadaş yokmuş
pazartesi gelmem söylendi. Pazartesi kar yağdığı için ben de salı günü gittim.
Bana iki tane dilekçe doldurttu görevli arkadaş. Üzerinde para üstünün bana ait
olmadığı taktirde şu kadar gün içerisinde geri iade etmemi taahhüt eden bir
yazı vardı. (ama bu durumun nasıl anlaşılacağı da ayrı bir muamma tabi ki…)
Neyse ardından nüfus kağıdımın ve dekontun fotokopisi
çekildi. Telefon numaram alındı. 
Ben ikametgah, üzerime kayıtlı
gayrimenkullerin tapu fotokopileri, adliyeden temiz kağıdı, portör muayenesi
filan beklerken birkaç saat sonra ya da ertesi gün gelmem söylendi. Çünkü
normalde o sabah bakılması gerekirken ATM’ye bakılmamış. İşlem de yapılamıyor
tabi ki. 
Bu da benim şanssızlığım…!
Sağolsun görevli arkadaş beni cepten arayacağını söyleyip
bilgilendireceğini söyledi. İnşallah bedavası bol bir kampanyaya üyedir…
Alacağım sadece 3.75 tl idi çünkü. 
Aslında yolda bulsam sevinmem, kaybetsem üzülmem ama PTT’ye
de yedirmem. Benim 10 kuruşluk bir borcum olsa “Ömer kardeşimizin canı
sağolsun, 10 kuruşun da lafı mı olur!!!” demeyeceklerine göre ben de “PTT’nin
canı sağolsun” psikozuna girmeyeyim dedim…
Neyse, aradan 2-3 saat geçti görevli arkadaş aradı ve “Ömer
bey paranız hazır” dedi. 
Şimdi, paranız hazır deyince ister istemez insan bir
havalara giriyor. 
Sanırsın 3 milyon 750 bin dolar havale gelmiş de bana,
kaporasını verdiğim villayı almaya gideceğim…
Ben de müsait olmadığımı yarın gelebileceğimi söyledim. 
Ertesi gün tekrar gittim. Bu sefer paramı almalıyım diye kendimi motive
ediyorum devamlı. Çünkü villa sahibi devamlı baskı yapıyor.:)
Güvenlik elemanı arkadaşı gördüm girişte. Onunla beraber
banka gittik. Hanımefendi tanıdı ve işlemimi yapacağını söyledi. Ben tabi
paralarıma kavuşmayı dört gözle bekliyorum lakin araya başka müşteri girdi. 
Heyecanım dorukta bir de baktım “hadi yukarı muhasebeye çıkalım”
diye uyarı aldım. Ve hep beraber çalışanların arasından, yanımda güvenlik
elemanı ve işlemimi yapan bayan arkadaşla yukarı doğru çıkmaya başladık.
Tanrım… Paralarıma (3.75 tl) kavuşmama ramak kaldı artık…
Muhasebeye geçtik ve muhasebedeki sorumlu hanımefendiye
güvenlikçi arkadaş 
“beyefendinin 375.000 tl havalesi varmış, onu almaya geldi.”
deyince sorumlu arkadaşın biraz rengi attı. Ben de gülmeye başladım. 
Sonra “evet ne vardı” deyince güvenlikçi arkadaş tekrar aynı
şeyi söyledi. Ben gene gülüyorum tabi… Bayan hala şaşkın vaziyette ne olduğunu
anlamaya çalışıyor.
Sonra ben dedim ki “ATM’den 3.75 iade alamadım. Onu almaya
geldim”   
Yüzünde gülücükler açtı birden. “Haa tamam verelim o zaman”
deyince “tabi rakamı az görünce nasıl da mutlu oluyorsun” değil mi dedim. 
Gülüştük. 
Muhasebecilerin hepsinde aynı durum söz konusu sanırım. Aman
dışarı para çıkmasın..:)
Tabi nüfus kağıdım tekrar kontrol edildi. Aşağı da işlem
yapan arkadaşa kontrol ettin mi diye soruldu. O da ben dünden tanıyorum zaten
deyince sorun çıkmadı. 
Makbuzlar yazıldı. 
İmzalandı. 
Güvenlikçi arkadaş, ilk işlemimi yapan bayan arkadaş,
muhasebedeki görevli arkadaş tanıklığı altında içeriden başka bir arkadaş
bozukluklarımı getirdi ve teslim etti. 
Ve 3.75 liramı, 3 defa PTT’ye giderek, 2 dilekçe doldurarak,
nüfus kağıdı ve dekontun fotokopisi çekilerek, cep telefonumdan aranarak,
makbuz yazılarak, güvenlik görevlisi eşliğinde 5 günde aldım… 
Dilekçe olsun, makbuz olsun, fotokopiler olsun, cepten
aramak olsun bunlar masraf değil mi? 
Güvenlik arkadaş peşimizde… Boşa geçen
zaman değil mi?
Bürokrasi denen şey sanırım bu olsa gerek. 
Allah devletimize zeval vermesin…Ömer TAMDOĞAN
 
 
