Bir gün kapım çalındı ve bir vergi memuru karşımda
duruyordu. Selamın aleyküm, aleyküm selam faslından sonra abiyi içeri buyur
ettim. Çünkü beni soruyordu.
5 sene evvel sattığım bir dairem vardı. Kiradaydı. Ben de
sorumlu ve salak bir vatandaş olarak aldığım kiranın vergisini çatır çatır ödüyordum.
Sonra evi sattıktan sonra bildirmem gerekiyormuş. Bilmediğimden bildirim
yapmadım tabi ki. Lakin ağabeylerde adres değiştirdiğim halde beni buldular ve bunu
sormak için kapıma dikildiler.
Ben de evi 5 sene evvel sattığımı söyledim memur arkadaşa.
O da “O zaman bunu bildirimini yapın” dedi. Ben de tamam
deyip maliyeci bir arkadaşıma gittim. Bana bir dilekçe yazdı düzgün bir şekilde
ve ben de Galata Vergi Dairesine gittim.
Ve tabi ki maceram başladı.
Girişte bir masa gözüme ilişti. Bir bayan oturuyordu. Yanına
gidip durumumu izah edip evrakı nereye bırakmam gerektiğini sordum.
Şöyle bir baktı ve 3.kata çıkmamı söyledi.
Ben de 3. kata çıktım ve orada ki banklardan birine yanaştım
evrakı bırakmak için. Oradaki görevli arkadaşta evrakı giriş kata bırakmam
gerektiğini söylemez mi!
“E ben oradan geliyorum zaten. Buraya yolladılar” dedim. O da
“beyefendi bu evrakı biz almıyoruz. Orasının alması gerekiyor” dedi.
Ben tabi yine yollar düştüm. Asansör de aşağı iniş için
çağrı kabul etmiyor. Neyse ben gene yavaştan aşağı indim. O bayanı buldum
sinirli bir şekilde.
Dedim ki “beni yukarı yolluyorsun orası da aşağı yolluyor. Bu
ne iş ya”
Kadın evraka baktı. “Tamam o zaman yan masadaki arkadaş
baksın” demez mi…
“Ya sen dedim dalga mı geçiyorsun?”
Çevirdi kafayı başka tarafa bakıyor, iyi mi…!
Neyse yan masadaki bayana uzattım ve bankın önüne geçtim. O bayan
da aldı evrakı baktı uzun süre.
“Bir dakika buraya gelir misiniz”dedi. Ben de geçtim.
“Siz bu evi satmışsınız”
Baktım suratına. Hani acaba dalga mı geçiyor diye içimden
geçiriyorum. Yazmış olduğum dilekçede zaten belirtmişim. Ama o Thomas Edison’un
ampulu bulduğu an ki psikozu içerisinde.
Dedim ki “Evet sattım..!!!”
“O zaman bana bir kağıt getirmeniz lazım sattığınıza dair” dedi.
“Hanımefendi, ben evi satan tarafım, alan değil. Dolayısıyla
kağıdı bana değil alana veriyorlar”
“Haaa..doğru söylüyorsunuz.!”
“O zaman siz bu kağıdı alın. 4.kata çıkın. Orada işlem
yapsınlar. Sonra mutlaka bana geri getirin”
Ha suphanallah dedim aldım bir hışımla çıktım 4.kata. Bu
arada asansör bekleyemedim. Çünkü zaten daralmış vaziyetteyim.
Çıktım baktım gençten bir çocuk duruyor bankın arkasında.
“Merhaba kardeşim.” dedim.
“Ben evi sattım 5 sene oldu. Daha önce kira vergisi
ödüyordum. Ama sattıktan sonra dilekçe vermem gerektiğini bilmiyordum. İşte dilekçe.
Aşağıdan yolladılar. Şuna bir onay verinde aşağı bırakayım. Sonra işime gücüme
bakayım”
Çocukcağız da baktı dilekçeye “Tamam abi ben bunu işleme
koyarım da bunu aşağı bırakmanıza gerek yok ki. Sen gidebilirsin” demez mi…!!!
Eh be canım Türkiyem dedim. Senin havana da kurban, suyuna
da…:)
Ömer TAMDOĞAN