Sıkıldım mı? Hayır, hiç de sıkılmadım. Ben hiç sıkılmam.
Herkesin derdi bu, herkes sıkılıyor. Doğa size açıklandı ve sıkıldınız, yaşayan
beden açıklandı ve sıkıldınız, evren size açıklandı ve siz bundan da
sıkıldınız. Şimdi yalnızca ucuz heyecanlar istiyorsunuz; bunlardan bol bol
istiyorsunuz. Ve yeni oldukları sürece ne kadar adi, saçma oldukları fark
etmiyor. Hakkımda ne söylersen söyle ama ben hiç de sıkılmıyorum.
Mike Leigh - Naked
Bu dünyadaki insanlar bir mum ateşi önündeki üç kelebek
gibidir.
İlki ateşe yaklaşmış ve demiş ki;
-Ben aşkı biliyorum.
İkincisi ateşe yavaşça kanadıyla dokunmuş ve demiş ki;
-Aşkın ateşinin nasıl yaktığını bilirim.
Üçüncü kendini ateşin ortasına atarak, yanarak kül olmuş.
Gerçek aşkı sadece o bilir. Bab’Aziz
İlki ateşe yaklaşmış ve demiş ki;
-Ben aşkı biliyorum.
İkincisi ateşe yavaşça kanadıyla dokunmuş ve demiş ki;
-Aşkın ateşinin nasıl yaktığını bilirim.
Üçüncü kendini ateşin ortasına atarak, yanarak kül olmuş.
Gerçek aşkı sadece o bilir. Bab’Aziz
Korku gerçek değildir. Korkunun var olabileceği tek yer,
gelecekle ilgili düşüncelerimizdir. Hayal gücümüzün bir ürünüdür.
Korkunun
sebep olduğu şeyler mevcut zamanda aslında yoktur. Hiçbir zaman gerçek
olmayabilir de.
İşte bu deliliğin sınırıdır. Tehlike tümüyle gerçektir. Ama
korku bir seçimdir.
Dünya: Yeni Bir Başlangıç (2013) - After Earth
Unutmak en iyisi. Ama unutmak zor gelir
insana. Hatırlamamak daha iyi. Unutmakla hatırlamamak aynı şey değil nasıl
olsa!
Sevgili şair belki de sen haklısın. Susmak en iyisi. Unutmak değil de belki hatırlamamak mümkündür… Kelebeğin Rüyası
Sevgili şair belki de sen haklısın. Susmak en iyisi. Unutmak değil de belki hatırlamamak mümkündür… Kelebeğin Rüyası
Beşikten
mezara kadar bilgi arayışı içinde olmalıyız.
Ölüm üzerine düşünmek, son
yolculuğumuz hakkındaki fikirlerimize yardımcı olur.
Ama bu dünyanın
eğlenceleri bizi farklı yönlere çeker.
Hazırlıklı olmamız gereken şeyi unutmak
kolaylaşır.
İmam
El Gazali - Al-ghazali: The Alchemist Of Happiness
İnsan hep başkalarına karşı savundu kendini. Başka
insanlara, doğaya karşı. Durmadan doğaya karşı güç kullandı. Sonuç: Güce,
şiddete, korkuya ve bağımlılığa dayanan bir uygarlıktan başka bir şey değil.
”Teknik İlerleme” dediğimiz şeyin bize getirdiği tek şey konfor oldu. Bir tür
hayat standardı. Ve bir de gücü korumak için gereken şiddet araçları. Vahşiler
gibiyiz! Mikroskobu, cop gibi kullanıyoruz. Hayır, yanlış. Vahşiler maneviyata
daha çok önem veriyor! Önemli bilimsel bir buluş mu yaptık onu hemen kötülüğe
alet ederiz. Hayat standardına gelince, bir zamanlar bilge bir kişi gerekli
olmayan şey günahtır demişti. Ve eğer bu doğruysa uygarlığımız baştan aşağıya
günah üzerine kurulmuş demektir. Korkunç bir uyumsuzluk edindik. Maddi ve
manevi gelişmemiz arasında bir dengesizlik söz konusu. Kurban (1986) - Offret - Andrey Tarkovski





