29 Mayıs 2015 Cuma

Gün, ay, yıl dediğin...


Gün, ay, yıl dediğin rakamlardan ibaret…
Ömür dediğin yaş hesabına vurulduğunda yine rakamlarla anlam kazanan bir kavrama dönüşüyor…
Halbuki nitelik, rakamlardan pek hoşlanmaz.
Kendi zemini üzerinde rakamların yaşamasına kolay kolay izin vermez.
Yaşadığımız çağ ise maalesef nitelikten ziyade nicelik dünyasına daha fazla ehemmiyet vermekte.
Kar/zarar dengesini merkeze yerleştirmiş durmadan hesap kitap yapmaya zorluyor insanı.
Adem oğlu da elinde hesap makinesi ha bire topluyor, bölüyor, çıkartıyor, çarpıyor...
Çok zaman da çarpılıyor…!!
Neredeyse, bir gül bahçesine soksan, gözlerini kapatıp o bahçeyle, güllerle hemhal olacağına, gülleri sayıp nerede, ne kadara satabilirim noktasına gelmiş…
Gül bahçesi dememe bakmayın.
Dostlar meclisi de oluyor kimi zaman bu girilen yer.
Neyse…!
Sonra akşam olup ta şöyle bir geriye yaslandığında yine hesap kitap arasında mutluluğu bulmaya çalışıyor.
Yazık...!
Kurumuş ve tek damla su bulunmayan bir nehirde balık aramaya benzer bir durum.  

Velhasıl kelam, günümüzde insanlar artık “doğru hesap ediyor lakin yanlış düşünüyorlar.”*

                                                                                                        Ömer TAMDOĞAN


*Dücane Cündioğlu’nun bir sözüdür

Aforizmalarım – Kısa Cümlelerin Uzun Yankıları - I "Hareketsiz duran her şey çürür, kokuşur.  Cevapların harap ülkesinde anlam, ne kada...