Gün, ay, yıl dediğin rakamlardan ibaret…
Ömür dediğin yaş
hesabına vurulduğunda yine rakamlarla anlam kazanan bir kavrama dönüşüyor…
Halbuki nitelik, rakamlardan pek hoşlanmaz.
Kendi zemini üzerinde
rakamların yaşamasına kolay kolay izin vermez.
Yaşadığımız çağ ise maalesef nitelikten ziyade nicelik
dünyasına daha fazla ehemmiyet vermekte.
Kar/zarar dengesini merkeze yerleştirmiş durmadan hesap
kitap yapmaya zorluyor insanı.
Adem oğlu da elinde hesap makinesi ha bire
topluyor, bölüyor, çıkartıyor, çarpıyor...
Çok zaman da çarpılıyor…!!
Neredeyse, bir gül bahçesine soksan, gözlerini kapatıp o
bahçeyle, güllerle hemhal olacağına, gülleri sayıp nerede, ne kadara
satabilirim noktasına gelmiş…
Gül bahçesi dememe bakmayın.
Dostlar meclisi de oluyor
kimi zaman bu girilen yer.
Neyse…!
Sonra akşam olup ta şöyle bir geriye yaslandığında yine
hesap kitap arasında mutluluğu bulmaya çalışıyor.
Yazık...!
Yazık...!
Kurumuş ve tek damla su bulunmayan bir nehirde balık
aramaya benzer bir durum.
Velhasıl kelam, günümüzde insanlar artık “doğru hesap ediyor lakin yanlış düşünüyorlar.”*
Ömer TAMDOĞAN
*Dücane Cündioğlu’nun bir sözüdür