15 Ağustos 2025 Cuma

Anlamın Göçü: Tanrı 
(Tanrı metaforu üzerinden kısa bir fragman)

-Tanrı bir cevap iken yıkıcı oluyor. Ne zaman soru halindedir, işte o zaman yapıcı bir hale bürünüyor.

Anlam sabit kaldığında kutsallaşır. 
Kutsallaşmasıyla donmaya, mutlaklaşmaya ve zamana dirençli olmaya başlar. 
Bu da onu devinimsiz bir konuma oturtur ve dokunulmaz kılar.
Dokunulmaz olan da kendini uzakta konumlandırır. 
Halbuki insan yakınlık ister, yakında olmak ister. 
Sorması için yaklaşması gerekir. 
Yoksa nasıl sesini duyuracaktır ki? 
Kutsalın sesini rahatça duyabilir elbet ama kutsala sesini nasıl duyuracak ki uzakta olursa?

Tanrı sabit bir cevapsa insanın yaşamına nasıl dokunacak ki kendi içinde tüketilmiş bir anlam olarak? 
Dokunmak bir devinim gerektirir. 
O devinimde bir sıcaklık, bir ilişki, bir enformasyon, bir bağ vardır. 

Tanrı insana yaklaştıkça tanrılığından bir şey kaybetmez. Oysa kutsal, bir insana yaklaştığında kutsallığını feda eder. Kutsal, dokunulmazlığını kaybettiğinde artık yalnızca deneyimlenen bir varlık hâline gelir.

Soru halindeki Tanrı, insanı sürekli uyanık, diri ve devinim halinde tutar. 
Ona kendini buldurur, anlama göç ettirir; bir yerde sabitlemez. 
Zamanı geldiğinde değişime zorlar, dönüşüme iter ve hiçbir sabiteye bağlamadan devinime sokar.

Ömer Tamdoğan

Hiç yorum yok:

Aforizmalarım – Kısa Cümlelerin Uzun Yankıları - I "Hareketsiz duran her şey çürür, kokuşur.  Cevapların harap ülkesinde anlam, ne kada...